X

Detaylar

Kategori İlmi Araştırmalar Serisi
Yayıncı Boğaziçi Yayınları
Liste Fiyatı 50.00
Format Kitap
Barkod 9786056853418
Yayın Tarihi 2018-11-08

Bilim Teknoloji ve Derin Uykudaki İslam Alemi

Ramazan BAKKAL
Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu Başkanı

Bilim-Teknoloji ve
DERİN UYKUDAKİ İSLÂM ÂLEMİ

İslâm adına, İslâm âleminin bilimden mahrum edilişi
Bilim düşmanlığının kökenleri ve İslâm âleminde bilime şaşı bakışın hikâyesi

ASAM-Avrasya Bir Vakfı Yayınları
13.5x21 cm Roman boyutu – 292 sayfa

ARKA KAPAK YAZIsı:
Aklın yolu:
Zengin devlet ve refah içinde yaşayan millet olmanın yolu, çağa uygun bilim ve teknoloji üretmekten geçiyor. Bu eserde, İslâm adına İslâm âleminin bilimden nasıl mahrum edildiği, bilim düşmanlığının kökenleri ele alınıyor, bilim-teknoloji üreten bir Türkiye için öncelikler üzerinde duruluyor.
Her zaman geçerli bir gerçek var: Gücü olmayanı kimse dikkate almaz. Viyana’dan Polatlı’ya kadar çekilişimiz, Filistin’de, Yemen’de, Balkanlarda, Kerkük’te, Uluğ Türkistan’da, Karabağ’da, Irak’ta, Myanmar’da Türklerin ve Müslümanların aşağılanması tamamen bilim ve teknolojideki gücümüzle ilgili. Bilim ve teknoloji üretir duruma gelinceye kadar, pazarımız, güvenliğimiz, geleceğimiz tehdit altında olmaya devam edecektir.
Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu olarak, devlet yetkililerine Bilim Teknoloji konusunda kırk tavşanı birden kovalamak yerine öncelikli birkaç alana yoğunlaşılmasını teklif ettik. Ankara’da, Bilim Teknoloji Kongresine İsrail’den katılan Prof. Rafael Nave bizi tasdik etti: “Türkiye teknoloji üretmek istiyorsa öncelikli birkaç alana yoğunlaşmalı, ciddi teşvikler vermeli. Gerekirse el becerisi ithal etmeli.” Aklın yolu bir. Bu kitap sizi aklın yoluna, ezilmekten, itilip kakılmaktan kurtuluşa, gündemin birinci maddesi olarak bilimi, Ar-Ge’yi, inovasyonu seçmeye davet ediyor.
2. Ciltte Osmanlı devletinde bilim, medrese ve Avrupa’da bilimin yükselişi, 3. Ciltte günümüzdeki bilim teknoloji, Ar-Ge, inovasyon yarışı ele alınacaktır.

Ramazan BAKKAL
Bilim Teknoloji İçin
İstanbul Çalışma Grubu Başkanı


500 yıl süren İslâm biliminin altın çağını kimler nasıl hazırladı?
Hangi hatalar yüzünden bilim Batıya göç etti?
İslâm aleminde bilim düşmanlığını kim nasıl başlattı? Kimler sürdürdü?
Bilimde geri kalışımızın sebepleri neler?
Aydınlar, akademisyenler bilime gereken önemin verilmesi hususunda ne kadar etkili?
Siyasete önem verenler bilime ne kadar değer veriyorlar?
Bilim teknoloji üretenlerin ensemizde boza pişirmesine daha ne kadar seyirci kalınacak?
Bilim teknoloji üretebilen Türkiye için öncelikler nelerdir ?
İslâm âleminin bilimdeki boyu neden bu kadar cüce?
İslâm ülkeleri neden bilimin en zayıf olduğu ülkelerdir?
2 milyara yaklaşan nüfusu barındıran 63 devletten biri bilim- teknolojide ileri olmaz mı?
Bu soruların cevabını belgeleriyle birlikte “Derin Uykudaki İslâm Âlemi” nde bulacaksınız.
İslâm âleminde bilimin bu kadar acz içinde olması tesadüf olamaz. Bir zamanlar bir yerlerde hata yapılmış. Yanlış üstüne yanlış yapılmış... Haber bültenleri birbirleriyle savaşan, birbirini katleden Müslümanlarla dolup taşıyor. Sefaletten, iç çatışmadan ağlayan, ıstırap çeken Müslümanları görmek, bilim teknoloji üreten gelişmişlerin yazdığı senaryoların ahmak figüranları olmak istemiyoruz. Bunun için bilim meselesini başarmak mecburiyetindeyiz. Bu hal kaderimiz olamaz. Huzurlu, mutlu insanlar olmak bizim de hakkımız.
Bu konuda düşünmek, düşündürmek ve çareler üzerinde durmak esas meselemiz.
Derin uykuya sebep İslâm değil, İslâm’ı yanlış yorumlayanlardır.
Bazı çevreler gerilemeden doğrudan doğruya İslâm dinini sorumlu göstermeye çalışır. Bu, asla doğru değildir. Böyle yorumlayanların İslâmiyet’le ilgisi yoktur. Gerilemeden İslam dininin sorumlu tutulamayacağını anlamak için, el Harizmî, El Kindî, El Razî, Farabî, Birûnî, İbnî Sînâ, İbnî Heysem, Ömer Hayyam, Cizreli el Cezerî, Pakistanlı Muhammed Abdüsselam ve Prof. Dr. Aziz Sancar, Prof.Dr. Fuat Sezgin yeterli delillerdir. Düşünmez misiniz, akletmez misiniz diyen 700 kadar ayet, (Ve içinde kuvvetli sertlik bulunan demiri indirdik. Onda insanlar için pekçok menfaatler vardır. El Hadid) ve bilimle ilgili hadisler yeterlidir.
İslâm âleminin yüzyıllardır derin uykuda oluşundan , din adına konuşan, yazan, yanlış veya kasıtlı yorum yapan, dinî müesseseleri temsil edenlerle yaklaşık 900 yıldır gündelik siyaset uğruna bunlara yüz veren, şımartan, bu yüzden Müslümanların ezilmesine sebep olan yöneticiler sorumludur. Bunun vebalini çekeceklerdir.
Bilim, bizim birinci meselemizdir. Bilim meselesini halletmeden görülecek işler, okunacak şiirler, söylenecek şarkılar, yapılacak ateşli konuşmalar derdimize çare olmayacaktır...
Prof. Dr. Erol Güngör hocanın ifadesiyle uyku ile uyanıklık arasındayız. Görevimiz tam uyanıklığa geçebilmemiz için ilgilileri nezaket kuralları içinde ikaz ve ikna etmektir.
Ölçümüz bilim ve teknolojiye hizmettir. Bizden olanlar olmayanlar değil, şu partililer bu partililer değil. Bilime-teknolojiye hizmet eden, önem veren, yatırım yapan herkes başımızın tacıdır. Siyasilerle ilgili bakışımız tamamen bundan ibarettir. Büyük hayaller, kuru sözlerden çok elde edilen sonuçlar esastır.
“Bilim rağbet gördüğü yere göç eder” ve “Bilim değer verilmediği yeri terk eder.” denilmiş. İslâm’ın bilime verdiği değeri idrak eden halifeler zamanında “İslâm biliminin altın çağı” yaşandığı gibi “Şurası muhakkak ki aklî bilimlerle uğraşanların îmanı zayıf oluyor. Bu bilimlerin öğretilmesine engel olunmalı” iddiasının 1107 yılında devlet politikası olarak benimsenmesiyle bilim İslâm âleminden (Batıya) göç ediyor. Bilimin dışlanmasına karşı çıkanlar olsa da yöneticiler “Felsefe ve aklî bilimler yasaklanmalıdır” diyenleri dikkate alıyor, bilimi savunanları dışlıyorlar.
Bilim ateşini soğuttuğumuz için Viyana’dan Polatlı’ya kadar çekilmek zorunda kaldık. Bu doğru anlaşılmazsa, bizi Anadolu’dan atmak isteyenlere engel olamayız. “İleriyi görenler feryat ederler, ileriyi göremeyenler başına vururlar.”
İleri teknoloji ürünleri üretemez, ihraç edemez isek refahın zenginliğin daha fazla olamayacağı açık. Bilim teknoloji üretilmemesine halk ve aydınlar önem vermiyor. Arkası gelmez dertlerimizin bilim teknolojide çok çok geri kalışımızdan kaynaklandığını söyleyen siyasetçiyi, sivil toplum temsilcisini de görmekte güçlük çekiyoruz.

İnsanımız futbolda, çeşitli spor dallarında Batıdan geri oluşumuza isyan etse de bilimdeki boyumuzun cüceliğine kayıtsız. Bunun farkında olmayanlar pek çok. Aklı başında çevreler, bazı akademisyenler, aydınlar durumun farkındalar. Fakat seslerini duyuramıyorlar. Zaman zaman komşunun ziline basıp kaçan yaramaz çocuklar gibi meseleye değinip çekiliveriyorlar.

“Uzun ve çok derin bir uykuda mıyız?” sorusuna “hayıır!” demek isterdim. Kaç yüz yıldır uykudayız dersiniz? 900 yıl önce Haçlı Seferleri ve araştırılması gereken, çok çok şüphe edip de yazmaktan hicap duyduğum başka sebeplerle “Şurası muhakkak ki akli bilimlerle ve müspet bilimlerle uğraşanların çoğunun imanı zayıf oluyor. Bu bilimlerin öğretilmesine engel olunmalı” denildiği ve bunun devlet politikası olarak benimsendiği 1107 yılından bu yana (2018 için) 911 yıldır uykudayız... Birileri çıkıp da “Hey Müslümanlar! Haçlı seferleri geçti. Bu anlayış Kiliseye aittir. Sırtınızı değil, yüzünüzü bilime dönün” diyemedi. Nobel ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’a göre beş yüz yıldır uykudayız. 600 yıldır bilim üretmiyoruz.

Bilime ilgisizlik ve gizli düşmanlık:
İslâm coğrafyasında bilime karşı ilgisizlik yaygın bir tavır. “Çok yatmışız, çok uyumuşuz, artık bizden geçmiş” deyip kadere teslim olamayız. “Geç bilimi geç! Biz namaza, oruca, hacca önem veririz, ilim de neymiş?” diye açıkça söyleyeni görmesek be bilimin önemini idrak edenlerin seslerini duyamıyoruz.
İlk ve son makine:
Dünya makineler üzerinde dönüyor. İlk makinenin icadından son makinenin imaline kadar geçen zaman içinde bilime, teknolojiye seyirci kalanlar: Türkler, Müslümanlar, Zenciler, Budistler, Brahmanlar, Kızılderililer, Aborjinler, Afrika’nın tamtamları.
Her yıl 12 Mart’ta İstiklâl Marşının kabulü, 18 Mart’ta Çanakkale zaferi ve başka vesilelerle Mehmet Akif rahmetle, minnetle anılır. Fakat nedense Mehmet Akif beyi konuşanlar bilim ve fen konusundaki ikazlarını dikkate almazlar.
Bu satırların yazarı 1960’lı yıllarda çarık giydi, İskitlerden kalma usullerle, öküz, at, inek, manda koşup kara sabanla, pullukla çift sürdü. Dinimiz adına bilim düşmanlığı ederek, dünyanın yüz yıl önce terk ettiği ilkel metotlarla bizi çalışmak zorunda bırakanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Suriye’de, Filistin’de, Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, Bosna’da, Kırım’da haysiyetleri, namusları, şerefleri çiğnenen Müslümanların sorumlusu İslâm adına bilime düşmanlık edenlerdir. Öbür tarafta hesabının sorulduğunu görmeyi dileriz.

Emeği Geçenler

Yazar   : Ramazan BAKKAL

Satış

% 25
indirim
37.50
Liste Fiyatı : 50.00
Kazancınız : 12.50
Miktar :  
Adet
 Favorilere Ekle
Ürün Satışta. %25 indirim